nonpasaran

enpedi.com 2 Yaşında!

             Tam 2 yıl önce bugün, (8 Şubat 2010) blogumu kurmuş ve ilk yazıyı yayınlamıştım. Arkama dönüp bu yazıdan bu yana geçen 2 seneye baktığımda büyük bir gururla görüyorum ki o gün yapacağım dediğim herşeyi yapmışım ve ilk gün çizdiğim çizgide yürümüşüm...

             İlk günlerde -onun da tamamı Chip'ten yönlenen- 15-20 kişi blogumu ziyaret ederken ilk yılın sonunda bu rakam gün başına ortalama 2 000 ziyaretçiye ulaştı. 2. yılı doldurduğumuz bu günlerde ise -aslında 6 blogdan oluşan- blogumun toplam ziyaretçisi gün başına 20 binler seviyelerine geldi. Bu durum, ilk yazımda çizdiğim resmin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. İnsanlara bilgiyi anlaşılabilir bil dil ve görsellikle destekleyerek verdiğinizde insanlar bunu buluyor ve alıyorlar...

            Microsoft gibi Türkçe Windows 7, Türkçe Office programları satarak Türkiye'de milyonlarca dolar ciro yapan bir kurumun tepe yöneticilerinin hazırladığı bloga bakıp karşılaştırdığımda blogumla daha fazla gurur duyuyorum. Bu kadar büyük bir kurumun kendi ana dilini doğru kullanamayan yöneticiler tarafından yönetilmesi, hedef müşteri kitlesine yönelik yayınladıkları yazılarda küçücük ve İngilizce ekran alıntıları kullanması, Türkçe/İngilizce karışımı garip bir dille yazılarını yayınlamaları ve Tamer Özmen beye kadar ulaştırdığım "bu durumun düzeltilmesi" yönündeki  talebimin (Yazının sonunda tam metni okuyabilirsiniz) -eylem anlamında- kaale bile alınmaması gerçekten içler acısı bir durum. İnsanların yaşadıkları ülkeye ve okuyucusuna saygısı olmadığında nereden tutsanız elinizde kalan, garabet yazılar yayınlamakta beis duymuyorlar maalesef; Örnek 1, Örnek 2, Örnek 3 vs.

          Tabii Microsoft burada sadece bir örnek. Üreticilerle çıkar ilişkilerinden dolayı kendilerine verilen metinlerden başka birşey yazmayan bilgisayar dergileri, milyonlarca dolarlık bilgisayar satmayı bilen ama iş adam gibi bir Türkçe kullanma kılavuzu yazmaya gelince buna üşenen bilgisayar üreticileri hayatımızın -sessiz kaldığımız için- bir gerçeği.

          Oysa bunların hepsi bizlere yapılan bir saygısızlık, terbiyesizlik. Bugün 1500 $ verip bir Asus notebook alan bir kullanıcı diskinde bir kurtarma yöneticisi olduğunu sağdan soldan öğreniyorsa, 2000$ verip bir Toshiba notebook alan bir kullanıcı bilgisayarını ilk açtığında karşılaştığı Toshiba tarafından ön yüklenmiş programların neredeyse tamamının dili İngilizce ise, Microsoft gibi bir firma Office programları üzerine yayınlanan yazılarında İngilizce ekran alıntısı kullanıyor, Kırpmak yerine Croplamak kelimesini kullanabiliyorsa bu firmaların size saygı duymadıkları anlamına gelir. Saygı ise verilmez kazanılır. Bu yüzden elinizden geldiğince bu tip durumlar karşısında tepkinizi gösterin ve size saygı duyulmasını sağlayın. "Bir kişi tepki gösterse ne olur göstermese ne olur" diyerek vazgeçmeyin. Belki rahatsız olduğunuz durumu değiştiremez, bir fark yaratamazsınız ama kendiniz için bir fark yaramış olursunuz...

         Bir fark yaratma hayaliyle tek başıma çıktığım bu yolda geçen 2 yıl içerisinde beni yanlız bırakmayarak blogumu ziyaret eden, yorumlarıyla blogumu şenlendiren bütün ziyaretçilerime teşekkür ediyorum...

Nonpasaran


Merhabalar Tamer bey, (Devamı için tıklayın...)

Yorumlar

Twitter

Facebook

İzleyiciler

Rastgele

item